Psikiyatrik değerlendirme, ruhsal durumu muayene etmeyi varsa ruhsal hastalığın ne olduğunu belirlemeyi, hastalığı etkileyen faktörleri analiz ederek tedavi planı yapmayı içerir. Kimi ruhsal hastalıklarda ilaç kullanımı mutlaka gereklidir, kimilerinde ise ilaç dışı tedavi yöntemleri yeterli olabilmektedir. İlacın bazı vakalar için özellikle psikoterapi olanaklarının oluşamadığı durumlarda önerilmesi de söz konusudur. Ruhsal alanda karar verme süreçleri hemen her zaman hasta/danışan ile birlikte yürütülür.
Ruhsal hastalıkların tedavisi için kullanılan ilaçlar çoğunlukla yan etkileri ve uzun kullanım süreleri için uygunlukları açısından güvenilir ilaçlardır. Kimi ilaç gruplarında hem ilacın kimyasal yapısı hem de kullanacak kişinin bireysel yatkınlık ve yaşantıları ile birlikte görece bağımlılık potansiyellerinden söz edebilsek de hekim kontrolünde kullanıldığı sürece bu ilaçlar için güvenilir demek uygundur.
Her insan kişilik özellikleri, hayat öyküsü ve yaşam koşulları ile biriciktir ve her kişinin psikoterapiye başvurma nedenleri farklıdır. Psikoterapi denen tek bir yol/formül yoktur; psikoterapide kullanılan çok çeşitli ekol, yaklaşım ve teknik söz konusudur. Bazen tek bir ekolü takip etmek mümkünken bazen işinin uzmanı bir psikoterapist tarafından farklı yaklaşım ve teknikler entegre edilerek kullanılır. Bunlara ek olarak terapi ilişkisel bir süreçtir, bir uzmanın danışana uyguladığı ve danışanın pasif bir alıcı olduğu bir yöntem değildir; iki kişinin birlikte çıktığı ve farklı sorumluluklar üstlendiği bir yoldur. Tüm bu nedenlerle psikoterapi çalışması uygulanan teknik, danışan özellikleri, terapötik ilişkinin özellikleri, çalışılan konu ve eldeki tanıya göre değişen sürelerde tamamlanır.
Genel bir not olarak bilinmelidir ki kalıcı değişim ve gelişim zaman alır; bu tür kıymetli süreçleri aceleye getirmemek ve gereken emeği ve zamanı vermek önemlidir.
Ruhsal alanı değerlendiren uzman klinisyen karşısına gelen her hasta/danışan için bir psikolojik değerlendirme yaparak kendi klinik görüşleri ile tanı ve tedavi planı yapar.
Sağlam bir psikolojik değerlendirme kişiyi uzmana getiren nedenleri daha iyi anlama, doğru tanı koyma ve uygun tedavi/destek süreçlerini planlamada oldukça yararlı ve önemlidir. Bazı durumlarda psikolojik değerlendirme yapan klinisyen herhangi bir test uygulamasına ihtiyaç duymayabilir, bazen ise ruhsal değerlendirme için destekleyici psikolojik test uygulamalarından yararlanmak gerekebilir.
Psikolojik testler psikolojik değerlendirme süreçlerinin bir parçası olarak kullanılır ve uzmanın karşısındaki kişinin biricikliğini keşfederek onu daha derinden anlamasını ve ona nasıl destek olabileceğini planlamasını kolaylaştırır. Hangi kişi ile hangi testlerin kullanılması gerektiğini birlikte çalıştığınız klinisyen planlar, size bu konuda bilgi verir ve test randevunuzu oluşturmanıza yardımcı olur.
Testler sürecin başında tedavi ve destek adımlarını planlamak için kullanılabilir veya bazı durumlarda sürecin ilerleyen aşamalarında klinik ve psikiyatrik kararlar vermek gerektiğinde tekrarlanabilir. Testlere dair tüm kararlar tamamen kişinin ihtiyaçları ve tedavi/destek sürecinin gereklilikleri değerlendirilerek verilir.
Psikoterapide gizlilik ilkesi terapistlerin takip etmek zorunda oldukları çok önemli bir etik ilke, bir etik sorumluluktur. Buna göre seans odası içinde konuşulanlar oda dışında diğer kişilere anlatılmaz, özenle ve hassasiyetle gizli tutulur. Bu ilke, hem psikiyatrik süreçlerde hem de terapi süreçlerinde bu şekilde uygulanır.
Öte yandan bu konunun bazı istisnaları vardır. Uzman, danışanın/hastanın paylaşımları sonucu kendisine veya bir başkasına zarar vereceğini düşünürse veya kişinin zarar görme tehdidi altında olduğunu görürse, bu durumda tehlikede olan kişiyi korumakla, gereken dış desteği talep etmekle ve kimsenin zarar görmemesini sağlamak için çaba göstermekle yükümlüdür.
Bazı konuları çocuklar ile konuşmak anne-babalar için zorlayıcıdır. Bu zorlanma bazen yetişkinlerin çocukları hırpalamadan nasıl konuşacaklarını bilmemelerinden veya onları olduklarından daha kırılgan/güçsüz algılamalarından kaynaklanır. Bazen ise söz konusu mesele ile ilgili yetişkinin kendi zorlukları ve iç çatışmaları vardır ve kendini ifade etmekte zorlanmaktadır.
Hiç unutulmamalıdır ki çocuklar çevrelerinde olup biten her şeyi izler ve kaydederler. Çoğu zaman onlara söylemediklerimizi de bilirler. Uzmana başvuru sürecinde çocuğun yaşadığı zorlanmaların anne-baba dili ile uygun bir biçimde çocuğa aktarılması önemlidir. Örneğin “Son zamanlarda çok durgunsun, okulda sorunlar olmaya başladı” veya “Son haftalarda daha az uyuduğunu fark ediyoruz, eskisi kadar yanımızda kalmıyorsun, iştahında da değişiklikler oluyor sanki” gibi cümlelerle gördüğünüz zorlukları dile dökmek uygun olacaktır.
Bu noktada bir uzmandan destek almayı istediğinizi anlatırken gidilecek olan uzmanın yaptığı işin ve çocuklara/ebeveynlere nasıl destek verdiğinin anlatılması da önemlidir. Örneğin, “Senin yaşadığın güçlüklere benzer güçlükler yaşayan çocuklara yardım eden uzmanlar var. Bu uzmanlar senin gibi çocuklarla/gençlerle görüşmeler yapıyorlar ve oyunlar-sohbet yoluyla seni dinleyip anlamaya çalışıyorlar. Böyle birinden destek istersek yaşadığımız zorluklara çözümler bulmamıza yardımcı olabilir diye düşünüyoruz” gibi cümleler kullanılabilir.
Çocuklara gidilecek yer ve uzman ile ilgili doğru bilgileri aktarmak önemlidir. Çocuk annesinin/babasının bir arkadaşı ile sohbet etmeye gittiğini zannetmemeli ya da herhangi bir davranışı nedeniyle cezalandırılmak üzere bir uzmana gidildiğini düşünmemelidir. Bu konularda doğru bilgi vermek ve çocuğu destek süreci ile ilgili daha en baştan kaygılandırmamak/korkutmamak konusunda sorumluluk yetişkindedir.
Yetişkinlerde olduğu gibi çocukların ruhsal zorlanmalarında da ilaç kullanmak gerekebilir. Gerekli olan durumlarda çok erken yaşlardan başlayarak ilaç tedavisi uygulamaları çocuk yaş grubu için bilimsel olarak onaylanmıştır ve önerilebilir. Çocuklar ile çalışan uzmanlar bu alanda gerekli eğitim ve donanıma sahip olurlar. İlaç tedavisi ile ilgili bütün kaygılarınızı uzmanınız ile paylaşmanız ve tedavi konusunu birlikte tartışarak planlanmaya destek olmanız tedaviyi güçlendirir.
Çocukların ve ergenlerin psikolojik alandaki zorluklarında psikoterapi uygulamaları çok daha öncelikli sıradadır. Büyüme gelişme çağındaki çocuklar terapiden çok yararlanırlar ve psikoterapi desteği ile sağlıklı büyüme için önemli bir yol açılmış olur. Bunun yeterli olmayacağı düşünüldüğü taktirde ilaç ile ilgili yönlendirme ve öneriler tarafınıza sunulacaktır.
Eğer halihazırda bir ilaç kullanıyorsanız ve/veya ihtiyacınız ilaç takibi ve psikiyatrik tedavi planlaması ise bir psikiyatrist ile görüşmek doğru karar olacaktır. Öte yandan ihtiyacınızı tam olarak kestiremiyorsanız o noktada ilk randevuyu alırken bir karar vermek gerekecektir.
Kliniğimizdeki uzmanlar ekip ruhuyla yakın ve iş birliği içinde çalışmaktadır. Psikoterapide de psikiyatrik süreçlerde de ilk birkaç görüşme değerlendirme görüşmeleridir. Bu görüşmeleri yaptığınız uzman, sizden dinlediği yaşam öyküsü, elde ettiği bulgular, gözlemleri ve klinik görüşü dahilinde eğer başka bir uzmanın sizin ihtiyacınıza daha uygun olacağına karar verirse gerekli yönlendirmeyi hızla yapacaktır.
Bazen bir uzman ile çalışmaya başlarsınız fakat sürecin ilerleyen aşamalarında farklı ihtiyaçlar belirebilir. Bu noktada birlikte çalıştığınız psikiyatrist ihtiyaç olduğu taktirde sizi bir psikoterapiste yönlendirecektir. Aynı şekilde bir psikoterapist ile çalışıyorsanız ve psikiyatrik bir değerlendirme gerekli ise o noktada terapistiniz sizi kliniğimizin psikiyatristi ile iletişime geçirecektir. Bu nedenle kliniğimize başvuru yaparken gönül rahatlığı içinde içinizden geçen uzmana ulaşabilirsiniz, ekibimiz en doğru destek ve tedavi sürecini sizin de katılımınız ile planlayacaktır.