Psikiyatrik Değerlendirme

Ruhsal Hastalıkların tanı ve tedavi süreci kimi yönleri ile diğer uzmanlık alanlarındaki süreçlere benzese de kendine özgü farklılıklar içerir. Ruhsal hastalıkların tanısı konulurken uluslararası bilimsel kurullarca belirlenen ve belli aralıklar ile güncellenen “tanı sınıflama düzenekleri” kullanılır. Oldukça gelişmiş bu düzeneklerin varlığına rağmen tanı koyma aşamasında hekimin klinik deneyimi ve kararı neredeyse en önemli unsur olarak ortaya çıkar. Bu nedenle psikiyatrik görüşme sırasında gözlemlemeye, hastanın/danışanın yaşam öyküsü ve şikayet edilen konuların ortaya çıkış ve gelişiminin öyküsünün değerlendirilmesine yeterli zamanın ayrılması, gerekli durumlarda aile ve yakınların bilgisine başvurulması çok değerli ve gerekli olmaktadır.

Tüm bunlarla birlikte ilk görüşmede tanı koymak ve tedavi kararı vermek çoğu zaman mümkün olmaz. Zihinsel işleyişimiz, çok yönlü ve karmaşık bir süreç olduğu gibi duruma göre değişkenlik gösterebilen düşüncelerimiz, duygularımız ve davranışlarımızdan oluşur. Ruhsal durumu değerlendirme çabası anlık kanaatlerden yararlandığı gibi uzunlamasına bir izlem sürecini de içermek durumundadır.

Ruhsal alanı değerlendirirken vakaya özgü klinik gözlem ve görüşme teknikleri kullanılır. Bunun yanı sıra tanı ve tedavi sürecini netleştirmek adına bazı klinik test uygulamalarından da yararlanırız. Klinik testler, ruhsal hastalık belirtilerini taramak, kişilik özellikleri ve erken çocukluk yaşlarından bu yana edinilen yaşantısal örüntüleri anlamak, bilişsel kapasite ve işleyişi gözden geçirmek gibi pek çok alanda geniş veriler sağlar. Bu testlerin yardımı ile mevcut ruhsal durum ve zihinsel işleyişi olabildiğince gerçeğe yakın değerlendirmek olanaklı hale gelmektedir. Bu açıdan test uygulamalarını psikiyatrik değerlendirmenin laboratuvarı olarak tanımlayabiliriz.

Psikiyatrik değerlendirme ve test uygulamalarının sonuçları ile birlikte bir psikiyatrik hastalık ya da ruhsal zorlanmanın var olup olmadığı, varsa hangi tanı kategorisinde olduğu belirlenip tedavi planı buna göre yapılmaktadır. Tedavi planı içinde ilaç kullanımını gerektiren durumlar olabildiği gibi destekleyici yaklaşımlar ve psikoterapi çalışmalarının tedavi için yeterli olduğu durumlar da vardır. Kimi ruhsal hastalıklar ve zorlanmalarda bu iki tedavi biçiminin (ilaç kullanımı ve psikoterapinin) birlikte kullanılması gerekebilir.

Böylesi bir tedavinin “altın standart” olarak tanımladığı pek çok ruhsal hastalık vardır.
Çocuk ve ergen hastalar/danışanlar söz konusu olduğunda görüşme ve değerlendirme teknikleri bazı farklılıklar içerir. Kimi zaman aile ve çocuk birlikte kimi zaman da ayrı ayrı değerlendirmeye alınabilir. Aile ile iş birliği içinde çocuk ve gencin sınırları korunarak değerlendirme süreci planlanması önemlidir. Anne-babaya ek olarak geniş aile üyeleri, okul yönetimi, rehberlik servisleri ve öğretmenler de gözlemlerinden yararlanabilmek adına değerlendirme sürecine dahil edilebilmektedir.

Çalışma Alanlarım